17 Eylül 2011 Cumartesi
AMİRAL ATİLLA KIYAT”IN İTİRAFI "SOLU BİZ BİTİRDİK"
Hasip Yiğitoğlu
15 Eylül 2011
13 Eylül 2011 de CNN televizyonunda Uğur Dündar”ın programında emekli Kor amiral Atilla Kıyat”ın,sola karşı ordunun her zaman düşman reflekslerini içinde olduğu ve solu bitirdiği yönündeki açıklamaları gerçek bir tespittir.
Bildiğiniz gibi silahlı kuvvetler ülkemizde siyasi olarak her zaman belirleyici olmuştur.hükümetlere bağlı bir birimden çok,silahlı bir siyasi parti gibi davranmıştır.Ordunun bu rolü o kadar benimsendi ki,istedikleri zaman sıkı yönetim ilan ettiler,muhtıra verdiler,darbe yaptılar.Parlamentoyu feshettiler.Kurdurdukları olağan üstü mahkemelerle yargıladıkları siyasilerin bir kısmını idam ettiler.
Bu tuhaf ve garip durum karşısında toplumun büyük kesimi tarafından,ama her katmandan,normal karşılanması bu güçlere cesaret verici olmuştur.Bu duruma karşı çıkan ve normal algılamayan soldan başkası olmamıştır., Bundan dolayı ordu solu hep düşman görmüştür diyor, ATİLLA KIYAT.Bu anlamda her darbede öncelikle solun üzerine gidilmiştir.Ülkemizin Nato paktı üyeliyi de solun üstüne gidilmesinin bir başka nedenidir ayrıca.
Atilla kıyat samimi bir biçimde bu ülkede solu biz bitirdik.Yani silahlı kuvvetler bitirdi demek istiyor.Bu sözleri söyleyen,bu itirafı yapan bir Amiral.Her darbede solun üstüne gittik diyor Amiral.Tarihsel bir yüzleşme oldu kendi açısından.Umarım sol kanalarında politika yapanlarda Orduyla yüzleşirler.Atilla Kıyat”ın özeleştirisi kendine kadar algılanmalıdır.Zira silahlı kuvvetler şimdi darbe yapsa solun üzerine gitmeyeceğinin garantisini kimsenin veremeyeceği gibi, amiral de veremiz.
İtirafın bir üst subay tarafından yapılmasını galiba sizlerde anlamlı buluyorsunuz.Ayrıca bu itiraftan dolayı Amiral Kıyat için bir tebrik yollamak lazım.Belki,Ergenekon,darbe planları,andıçlarla yüzleşerek ders alınır belki.Başta da bu kavramları anlayamayan bazı sol kanallarda siyaset yapan solculara ders olur bu itiraflar.Bir hatırlayın,darbelerin ilk yasakladığı kurumlar öncelikle sendikalar,sol partiler ve sivil toplum örgütleri olmuştur hep.
Peki sol siyaset kanallarında olanlar bu gerçeği neden bir türlü görmek istemediler. Ulusalcılıkla harmanlanan anti emperyalist safsatalı zihinlerini bir türlü temizleyemediler.Halbuki,anti emperyalizm;anti militarizm,anti şövenizm demektir.
Ayrıca ulusalcılığın literatürdeki karşılığı da,milli bilinç zihniyetidir.Yani ulusalcılık milliyetçi esaslı bir kavramdır.Zaten ülkemizde bütün darbelerin malzemesi olan milliyetçilik Anayasamızın başlangıç bölümünde net olarak yerini almıştır.Her ne kadar ulusalcılık anti-emperyalist karşılık olarak gösteriliyorsa da,temel amaç mozaik toplum kültürü demokrasinin yerine etnik milliyetçiliğinin seçkinci,ötekileştirici,inkarcı kültürünü ikame etmektir.
Bu zihnin marifetleri verileri yaşamımızda saymakla bitmez.Çok uzağa gitmeden,son otuz yılda Ulusal solun temsilcileri siyasi partiler ve yöneticilerinin milliyetçi sistemin devamı yönündeki çabaları bir turnusol gibi karşımızda durmaktadır.
Başta Baykal,Ecevit”in demokratik dinamiklerin gelişimini önleyen politikalarının hatırlanması yeterlidir.Bir kaç veri her şeyi izah etmeye yeterde artar..Ecevit iktidarı döneminde hayata dönüş projesini sol nasıl unutabilir.Bu proje,bir anlamda ulusalcıların sola olan derin düşmanlığının bir kanıtı verisi olmuştur.
Son seçimlerde Ergenekon tutuklularını Milletvekili adayı gösteren bu ulusalcı zihniyet değil midir.Sol bu paradoksu halen göremiyor maalesef.Halen kuyrukçuluk yaparak nemalanma çapasındalar bazıları.Kendine ait bir siyasi skala üretme yerine,referandumda sol,bir ittihatçının kucağından,diğer ittihatçının kucağına savrulup durdu. AKP ile CHP,MHP arasında sıkıştı.
Peki ne değişti.Ne oldu.Bir şeyler oldu elbette.Olan,sistemin hayalindeki Türk İslam sentezi iktidarı pekiştirildi.
Halbuki Sol kültürün evrensel değerleri nettir. Felsefi ve ideolojik olarak dogmatik algıdan uzak,diyalektik olarak evrensel dinamiklerini güncelleyen bir zihniyettir sol. Her şeyden önce sol evrensel paradigmalı sistem öngörülü olduğu kadar, bir yaşam tarzı anlayışıdır da. Tıpkı özdeşi demokratlık gibi.Demek ki,sol ne entelektüel ne ideolojik ne politik olarak milliyetçilikle,ulusalcılıkla,ümmetle ilişkilendirilmemelidir.
Umarım Amiral Atilla Kıyat”ın itiraflarında belirttiği gibi son 50 yıldır sola karşı uygulanan politikalar anlaşılabilir ve sol derin uykulardan uyanır.
15 Eylül 2011
13 Eylül 2011 de CNN televizyonunda Uğur Dündar”ın programında emekli Kor amiral Atilla Kıyat”ın,sola karşı ordunun her zaman düşman reflekslerini içinde olduğu ve solu bitirdiği yönündeki açıklamaları gerçek bir tespittir.
Bildiğiniz gibi silahlı kuvvetler ülkemizde siyasi olarak her zaman belirleyici olmuştur.hükümetlere bağlı bir birimden çok,silahlı bir siyasi parti gibi davranmıştır.Ordunun bu rolü o kadar benimsendi ki,istedikleri zaman sıkı yönetim ilan ettiler,muhtıra verdiler,darbe yaptılar.Parlamentoyu feshettiler.Kurdurdukları olağan üstü mahkemelerle yargıladıkları siyasilerin bir kısmını idam ettiler.
Bu tuhaf ve garip durum karşısında toplumun büyük kesimi tarafından,ama her katmandan,normal karşılanması bu güçlere cesaret verici olmuştur.Bu duruma karşı çıkan ve normal algılamayan soldan başkası olmamıştır., Bundan dolayı ordu solu hep düşman görmüştür diyor, ATİLLA KIYAT.Bu anlamda her darbede öncelikle solun üzerine gidilmiştir.Ülkemizin Nato paktı üyeliyi de solun üstüne gidilmesinin bir başka nedenidir ayrıca.
Atilla kıyat samimi bir biçimde bu ülkede solu biz bitirdik.Yani silahlı kuvvetler bitirdi demek istiyor.Bu sözleri söyleyen,bu itirafı yapan bir Amiral.Her darbede solun üstüne gittik diyor Amiral.Tarihsel bir yüzleşme oldu kendi açısından.Umarım sol kanalarında politika yapanlarda Orduyla yüzleşirler.Atilla Kıyat”ın özeleştirisi kendine kadar algılanmalıdır.Zira silahlı kuvvetler şimdi darbe yapsa solun üzerine gitmeyeceğinin garantisini kimsenin veremeyeceği gibi, amiral de veremiz.
İtirafın bir üst subay tarafından yapılmasını galiba sizlerde anlamlı buluyorsunuz.Ayrıca bu itiraftan dolayı Amiral Kıyat için bir tebrik yollamak lazım.Belki,Ergenekon,darbe planları,andıçlarla yüzleşerek ders alınır belki.Başta da bu kavramları anlayamayan bazı sol kanallarda siyaset yapan solculara ders olur bu itiraflar.Bir hatırlayın,darbelerin ilk yasakladığı kurumlar öncelikle sendikalar,sol partiler ve sivil toplum örgütleri olmuştur hep.
Peki sol siyaset kanallarında olanlar bu gerçeği neden bir türlü görmek istemediler. Ulusalcılıkla harmanlanan anti emperyalist safsatalı zihinlerini bir türlü temizleyemediler.Halbuki,anti emperyalizm;anti militarizm,anti şövenizm demektir.
Ayrıca ulusalcılığın literatürdeki karşılığı da,milli bilinç zihniyetidir.Yani ulusalcılık milliyetçi esaslı bir kavramdır.Zaten ülkemizde bütün darbelerin malzemesi olan milliyetçilik Anayasamızın başlangıç bölümünde net olarak yerini almıştır.Her ne kadar ulusalcılık anti-emperyalist karşılık olarak gösteriliyorsa da,temel amaç mozaik toplum kültürü demokrasinin yerine etnik milliyetçiliğinin seçkinci,ötekileştirici,inkarcı kültürünü ikame etmektir.
Bu zihnin marifetleri verileri yaşamımızda saymakla bitmez.Çok uzağa gitmeden,son otuz yılda Ulusal solun temsilcileri siyasi partiler ve yöneticilerinin milliyetçi sistemin devamı yönündeki çabaları bir turnusol gibi karşımızda durmaktadır.
Başta Baykal,Ecevit”in demokratik dinamiklerin gelişimini önleyen politikalarının hatırlanması yeterlidir.Bir kaç veri her şeyi izah etmeye yeterde artar..Ecevit iktidarı döneminde hayata dönüş projesini sol nasıl unutabilir.Bu proje,bir anlamda ulusalcıların sola olan derin düşmanlığının bir kanıtı verisi olmuştur.
Son seçimlerde Ergenekon tutuklularını Milletvekili adayı gösteren bu ulusalcı zihniyet değil midir.Sol bu paradoksu halen göremiyor maalesef.Halen kuyrukçuluk yaparak nemalanma çapasındalar bazıları.Kendine ait bir siyasi skala üretme yerine,referandumda sol,bir ittihatçının kucağından,diğer ittihatçının kucağına savrulup durdu. AKP ile CHP,MHP arasında sıkıştı.
Peki ne değişti.Ne oldu.Bir şeyler oldu elbette.Olan,sistemin hayalindeki Türk İslam sentezi iktidarı pekiştirildi.
Halbuki Sol kültürün evrensel değerleri nettir. Felsefi ve ideolojik olarak dogmatik algıdan uzak,diyalektik olarak evrensel dinamiklerini güncelleyen bir zihniyettir sol. Her şeyden önce sol evrensel paradigmalı sistem öngörülü olduğu kadar, bir yaşam tarzı anlayışıdır da. Tıpkı özdeşi demokratlık gibi.Demek ki,sol ne entelektüel ne ideolojik ne politik olarak milliyetçilikle,ulusalcılıkla,ümmetle ilişkilendirilmemelidir.
Umarım Amiral Atilla Kıyat”ın itiraflarında belirttiği gibi son 50 yıldır sola karşı uygulanan politikalar anlaşılabilir ve sol derin uykulardan uyanır.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder