12 Ağustos 2009 Çarşamba
KÜRT AÇILIMI VE DEVLET
Yener Orkunoğlu
12 Ağustos 2009
’Sakin havada fırtınayı kestirmek güçtür.’ (Machiavelli)
‘İlericilik ve Demokratlık’ adlı yazımda, her demokratın ilerici olduğunu, ama her ilericinin demokrat olmadığını ifade etmeye çalıştım. Bu ayrım son dönemlerde ‘Kürt Açılımı’ konusunda bize ip uçları vermektedir.
Son dönemlerde basında ‘Kürt açılımı’ndan, ‘Demokratik Açılım’ dan çok söz edilmeye başlandı. Türkiye’nin en önemli sorunu olan ‘Kürt Sorunu’ konusunda ilk defa bir umut ışığı beliriyor. İlk defa ciddi bir sürece giriyoruz. Yeni bir gelişmenin eşiğine girmiş bulunuyoruz.
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın DTP Eşbaşkanı Ahmet Türk ile görüşmesine umutla yaklaşanların sayısı bir hayli çok. Öte yandan Doğan Medya’nın Öcalan ve PKK konusunda tutumunu değiştirmesi gibi ilginç değişimler ve gelişmeler de yaşanmaktadır. AKP ve basın, demokrat olmadan, ilerlemeyi, ilerici olmayı öğrenmektedir.
Haftalardır gözler, PKK lideri Öcalan’ın 15 Ağustos’ta açıklayacağı ‘Yol Haritası’nda. Öcalan Yol haritasını açıkladıktan sonra, yüzlerce yazı yazılacak. İmralı Yol Haritası olarak tarihe geçecek. Üzerine kim bilir ne kadar yazı yazılacak ve ne kadar konuşulacak.
Şimdiden şunu söylemek mümkün: İmralı Yol Haritası’nın açıklanması iki gelişmeye yol açabilir: Birincisi, Kürtler, özne olarak devlet politikasının şekillenmesine katkı sunma olanağını elde edebilir; ikincisi, İmralı Yol Haritasının doğuracağıarHar tartışmalar, Kürt Özgürlük Hareketinin görüşlerini Türk halkına tanıtma olanağı sağlayabilir. Nasıl devlet ve din ayrımı Ortaçağ’dan çıkmak için bir çözüm olduysa, devlet ve milli kimlik ayrımı da milliyetçilik ve ulusal devletten kurtulmak için bir zemin yaratabilir.
Kürt Özgürlük hareketi, tek başına Kürtleri temsil etme tekeline sahip değil. Ama ‘Kürt sorunu’nun çözülmesinde en etkin siyasal öznedir. İmralı Yol Haritası’nın tartışılması ve tanıtılmasının doğuracağı sonuçları kestirmek kolay değildir, ama her durumda bu tartışmalar Türkiye’nin demokratikleşmesi yönünde toplumda uygun bir atmosfer yaratabilir.
Kısacası, yeni bir durum ve yeni bir gelişmeyle karşı karşıyayız: Dolayısıyla bu yeni durumu ve gelişmeyi sunduğu şanslar/olanaklar ve getireceği ve riskleriyle birlikte ele alacak bir yaklaşıma ihtiyacımız var.
Önce bu yeni gelişmeyi ortaya çıkaran koşulların etraflı analizi gereklidir. Bir köşe yazısında etraflı bir analiz yapmayı beklemeyin benden. Sadece sorular sormakla yetineceğim.
TC devletindeki ve AKP’deki değişim nasıl izah edilmeli? Ne oldu ki AKP bir ‘Kürt Açılımı’ veya ‘Demokratik Açılım’ından söz etmeye başladı?
Gerçi ‘Kürt Açılım’ı somut olarak neyi içeriyor, bunu tam bilmiyoruz, ama nedenler ne olursa olsun devletin ve AKP’nin politikasında bir değişim vardır. Ama bu değişim stratejik bir değişim değildir, taktik bir değişimdir. Çünkü stratejik değişimi doğuran yeni bir gelişme yoktur. Dolayısıyla hedef ve amaç değişmemiştir, sadece araçlar değişmiştir. Yani Kürt Özgürlük Hareketi’nin tasfiye edilmesi planından vazgeçilmiş değil. AKP, sadece tasfiyeyi kolaylaştıracağını düşündüğü araçları kullanmaya çalışıyor. AKP ’Kürt Açılım’ projesini hazırlamakta ve bu hazırlığı sürece yaymaktadır.
İçine girilen süreçte her iki taraf için de olanaklar ve tehlikeler içermektedir. Bu süreci tek yanlı olarak algılamak, politik hatalara ve büyük hayal kırıklıklarına yol açar. Sürecin iki yanı göz önünde tutulmalı. Çözüm ve mücadele aynı anda yürütülecektir.
Önümüzdeki süreç, çok önemli gelişmelere gebe bir süreçtir. Bu süreçte her iki tarafta da bocalamalar, tereddütler yaşanacaktır. AKP’nin ‘Kürt Açılım’nın, gerek devlet içinde, gerek diğer bazı partilerde ve gerekse toplum içinde belirli bir direnişle karşılaşması mümkündür. Öcalan ve PKK, bu konuda AKP’den daha şanslı bir konumda bulunmaktadır. Çünkü Öcalan ve PKK uzun süreden beri Türkiye’nin demokratikleşmesi stratejisini sürekli gündeminde tuttu ve kendi güçlerini buna göre ayarlama olanağını yarattı. Öte yandan İmralı Yol Haritası, Kürt hareketine yeni ittifaklar kazandırabilir.
İmralı Yol Haritasının açıklanması nasıl bir yankı yaratacak, göreceğiz.
12 Ağustos 2009
’Sakin havada fırtınayı kestirmek güçtür.’ (Machiavelli)
‘İlericilik ve Demokratlık’ adlı yazımda, her demokratın ilerici olduğunu, ama her ilericinin demokrat olmadığını ifade etmeye çalıştım. Bu ayrım son dönemlerde ‘Kürt Açılımı’ konusunda bize ip uçları vermektedir.
Son dönemlerde basında ‘Kürt açılımı’ndan, ‘Demokratik Açılım’ dan çok söz edilmeye başlandı. Türkiye’nin en önemli sorunu olan ‘Kürt Sorunu’ konusunda ilk defa bir umut ışığı beliriyor. İlk defa ciddi bir sürece giriyoruz. Yeni bir gelişmenin eşiğine girmiş bulunuyoruz.
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın DTP Eşbaşkanı Ahmet Türk ile görüşmesine umutla yaklaşanların sayısı bir hayli çok. Öte yandan Doğan Medya’nın Öcalan ve PKK konusunda tutumunu değiştirmesi gibi ilginç değişimler ve gelişmeler de yaşanmaktadır. AKP ve basın, demokrat olmadan, ilerlemeyi, ilerici olmayı öğrenmektedir.
Haftalardır gözler, PKK lideri Öcalan’ın 15 Ağustos’ta açıklayacağı ‘Yol Haritası’nda. Öcalan Yol haritasını açıkladıktan sonra, yüzlerce yazı yazılacak. İmralı Yol Haritası olarak tarihe geçecek. Üzerine kim bilir ne kadar yazı yazılacak ve ne kadar konuşulacak.
Şimdiden şunu söylemek mümkün: İmralı Yol Haritası’nın açıklanması iki gelişmeye yol açabilir: Birincisi, Kürtler, özne olarak devlet politikasının şekillenmesine katkı sunma olanağını elde edebilir; ikincisi, İmralı Yol Haritasının doğuracağıarHar tartışmalar, Kürt Özgürlük Hareketinin görüşlerini Türk halkına tanıtma olanağı sağlayabilir. Nasıl devlet ve din ayrımı Ortaçağ’dan çıkmak için bir çözüm olduysa, devlet ve milli kimlik ayrımı da milliyetçilik ve ulusal devletten kurtulmak için bir zemin yaratabilir.
Kürt Özgürlük hareketi, tek başına Kürtleri temsil etme tekeline sahip değil. Ama ‘Kürt sorunu’nun çözülmesinde en etkin siyasal öznedir. İmralı Yol Haritası’nın tartışılması ve tanıtılmasının doğuracağı sonuçları kestirmek kolay değildir, ama her durumda bu tartışmalar Türkiye’nin demokratikleşmesi yönünde toplumda uygun bir atmosfer yaratabilir.
Kısacası, yeni bir durum ve yeni bir gelişmeyle karşı karşıyayız: Dolayısıyla bu yeni durumu ve gelişmeyi sunduğu şanslar/olanaklar ve getireceği ve riskleriyle birlikte ele alacak bir yaklaşıma ihtiyacımız var.
Önce bu yeni gelişmeyi ortaya çıkaran koşulların etraflı analizi gereklidir. Bir köşe yazısında etraflı bir analiz yapmayı beklemeyin benden. Sadece sorular sormakla yetineceğim.
TC devletindeki ve AKP’deki değişim nasıl izah edilmeli? Ne oldu ki AKP bir ‘Kürt Açılımı’ veya ‘Demokratik Açılım’ından söz etmeye başladı?
Gerçi ‘Kürt Açılım’ı somut olarak neyi içeriyor, bunu tam bilmiyoruz, ama nedenler ne olursa olsun devletin ve AKP’nin politikasında bir değişim vardır. Ama bu değişim stratejik bir değişim değildir, taktik bir değişimdir. Çünkü stratejik değişimi doğuran yeni bir gelişme yoktur. Dolayısıyla hedef ve amaç değişmemiştir, sadece araçlar değişmiştir. Yani Kürt Özgürlük Hareketi’nin tasfiye edilmesi planından vazgeçilmiş değil. AKP, sadece tasfiyeyi kolaylaştıracağını düşündüğü araçları kullanmaya çalışıyor. AKP ’Kürt Açılım’ projesini hazırlamakta ve bu hazırlığı sürece yaymaktadır.
İçine girilen süreçte her iki taraf için de olanaklar ve tehlikeler içermektedir. Bu süreci tek yanlı olarak algılamak, politik hatalara ve büyük hayal kırıklıklarına yol açar. Sürecin iki yanı göz önünde tutulmalı. Çözüm ve mücadele aynı anda yürütülecektir.
Önümüzdeki süreç, çok önemli gelişmelere gebe bir süreçtir. Bu süreçte her iki tarafta da bocalamalar, tereddütler yaşanacaktır. AKP’nin ‘Kürt Açılım’nın, gerek devlet içinde, gerek diğer bazı partilerde ve gerekse toplum içinde belirli bir direnişle karşılaşması mümkündür. Öcalan ve PKK, bu konuda AKP’den daha şanslı bir konumda bulunmaktadır. Çünkü Öcalan ve PKK uzun süreden beri Türkiye’nin demokratikleşmesi stratejisini sürekli gündeminde tuttu ve kendi güçlerini buna göre ayarlama olanağını yarattı. Öte yandan İmralı Yol Haritası, Kürt hareketine yeni ittifaklar kazandırabilir.
İmralı Yol Haritasının açıklanması nasıl bir yankı yaratacak, göreceğiz.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder