30 Mart 2009 Pazartesi
YEREL SEÇİMLERİN GALİBİ DEMOKRASİ GÜÇLERİDİR
Mihrac Ural
30 Mart 2009
Seçimler demokrasi güçlerinin galibiyetiyle noktalandı. Gericilik bir çöküşe demokrasi güçleri yükselişe geçti. 22 Temmuz 2007 genel seçimleriyle oluşan yeni siyasal tablonun güçler dengesi yerel seçimlerle yeniden düzenlenmiş oldu. Düzenlenen saflar değil, safların karşılıklı güçler dengesidir. Halklarımız bunu oylarıyla kararlaştırdı; ortak ülkemizin farklılıklarımızla, ayrı varlıklarımızla bir bütün olduğunu tek boyutlu siyasi eğilimlerin ortaya koyduğu gerici duruşun karşısına demokrasi ve özgürlük güçlerini güçlendirerek koydu.
29 Mart 2009 yerel seçimlerinin sonuçlarını doğru okumak, ülkemizin gelecek çeyrek asırlık siyasal tarihini doğru algılamak kadar önemlidir. Bu da yeni sürecin siyasal tercihlerini, yapılanma ve yönelim etkinliklerini belirlemek demektir.
Ülkemizin ihtiyaç duyduğu gerçekçi siyasal dönüşümlerin yapılanması yerel seçimlerin yarattığı yeni güçler dengesinde çok anlamlı bir yere sahiptir.
Yerel seçimlerin ilk ve en önemli belirtilerini üç başlık altında toplayabiliriz.
Birincisi; ülke sathında demokrasi güçleri, gerici güçler karşısında denge durumuna gelebilecekleri kazanımlar elde etmiştir.
Kürdistan’da DTP’nin gösterdiği başarı, Devletin kurum ve kuruluşlarıyla elindeki mali ve askeri güçlerle, sınır ötesi operasyon, “yaratıcı anarşi” taktikleri ve akıllara ziyan baskılarıyla Kürt halkının özgürlük hareketine, demokrasi taleplerine yönelik saldırıları sonuç vermemiştir.
PKK ve onun siyasal yönelimlerini temsil eden güçler Kürt halkının gerçek temsilcileri olarak, devlete ve onun adına hareket eden gerici iktidara ağır bir darbe vurmuştur. Seçimleri ezici çoğunlukla kazanmıştır. Fırat’ın berisi demokrasi manivelası olarak ortak ülkemizin vazgeçilmez siyasal dayanaklarından biri olarak kararlılığıyla da ortaya çıkmıştır.
Buna Fırat’ın berisinden gelen demokratik güçlerin toparlanışıyla ortaya konmuş ilerlemeyi eklediğimizde, ülkemiz demokrasi güçlerinin gericilik karşısından önemli bir başarı kazandığından söz etmemiz yanlış değildir.
Bilindiği gibi, 22 Temmuz 2007 seçimleriyle ülkemize musallat olan tarihi baskı rejimi kırılmıştı. Siyaset yeni bir saflaşmaya gitmişti. Bu saflaşma gerici göçlerin yükselen çıkışıyla, tek boyutlu milliyetçi algılarıyla ülkeyi derin bir karanlık ortamına doğru sürüklemeye başlamıştı. Her kırılmanın doğal sunucu olarak siyaset sahnesinde yeni güçlerin etkinliği belirmişti. Bunlar gericiliği temsi eden ve ülkemiz gerçeğiyle uyumluluğu olmayan güçlerdi. AKP egemenliği bunu tanımlıyordu. Bu yükseliş tarihi, konjonktürsel, dünya güçler dengesi ve bölge gelişmelerince belirlenen yanları bulunmaktaydı.
Yerel seçimler gericiliğin ülke gerçekleriyle uyuşmayan yükselişine dur dedi.
Ülke sathında gerici güçlerle demokrasi güçleri arasında bir denge durumu yakalanmış oldu. Demokrasi güçleri yükselişe geçti.
İkincisi; Kürt halkı bir kez daha, uğradığı kıyımlara, baskılara, ithamlara karşı tercihini ezici bir çoğunlukla gerçek temsilcileri lehine yaparak, her türden kaygıya, şüpheye, şaibeye son verdi. Kürdistan’da Kürt halkının siyasal tercihleri belirleyici oldu.
DTP, 22 Temmuz 2007 seçimlerde yasaklara, baraj engellerine, kovuşturma ve yargılamalara rağmen “Bin umut adayları“yla parlamentoda grup kuracak bir etkinlikle meclise girdi. Ülke siyasetinin önemli duraklarında görüş ve önermeleriyle de elde ettiği siyasal etkinliğin hakkını verdi. Tabuları yıktı, siyasete dinamik kattı. Gerçek bir muhalefet etkinliği yaratarak gericiliğin tek boyutlu dayatmalarını dizginledi. Devletin derin ve yüzeysel unsurlarıyla milliyetçi reflekslerle yönelttiği komplolarını, Ergenekon çetesine bulaştırılma çabalarını, terörist suçlamalarıyla tecrit girişimlerini tümden iflas ettirdi.
Kürt halkın özgürlükçe siyasal demokrasi güçlerine sunduğu kararlı ve güçlü destek aynı zamanda ülkemizin talihsiz soluna da yeni bir soluk ve zor koşullarda uzanan güvenli el görevi gördü.
Kürt halkının özgürlük güçleri, hepimiz adına gericiliğe karşı kararlı ve direngen duruşuyla gerçek bir demokrasi umudu oldu. Bu Türkiye solunun toparlanmasında bir rota olması kadar, açılan yeni sürecin mücadele rotasına bir işaret oldu.
Yerel seçimlerin en kritik sonucu tartışmasız bir zaferle karar bağlandı; Kürt halkı ortak ülkemizin siyasal sahnesinde temel bir siyasal güç olarak yerini almasıdır. Yerel seçimler yeryüzünde hiçbir kudretin, Kürt halkının özgürlükçü, demokratik hak ve taleplerinde ifadesini bulan duruşunu yenilgiye uğratamayacağını gösterdi.
Üçüncüsü; Ülkemizin özgürlük ve demokrasi arayışlarında farklılıklarımızın gücü Kürt halkının ortaya koyduğu dinamikler gibi ortaya atılmadıkça, gerçekçi hiçbir sonuç alınamayacağını gösterdi.
Anadolu mozaiği, ülkemizin demokratik yeniden şekillenişine ilişkin en önemli kaynaktır. Bu mozaik bir demokratik etkinlik olarak siyasal sahneye artan oranda tüm renkleriyle katılmadan, ülkemizde hüküm süren kaosların aşılmasının mümkün değildir. Kürt halkının özgürlük taleplerinin ülkemiz siyasal yapılanmasına kattığı değerleri göz önüne aldığımızda bunu anlamak zor olmayacaktır. Yerel seçimler, farklı etnik toplulukların kararlı ve ısrarlı demokratik siyasal talepleri, gericiliğe karşı en güvenli duruş olduğu gibi, gelecek kuşakların ortak yaşamının barış içinde ikame edilmesi açısından da tek yol olduğunu göstermektedir.
Yerel seçimlerin en önemli sonucu da gelecek siyasal toplumsal yaşantımızla ilgili bu verisinde yatmaktadır. Tüm renkleriyle çoğulcu bir demokrasinin ikamesi, gerici devleti kurum ve kuruluşlarıyla, yasa ve yönetmelikleriyle devrimci bir tarzda yenileştirmenin yolu Anadolu mozaiğinin artan oranda birer demokrasi manivelası olma gerekliliğini ortaya koymuştur. Fırat’ın ötesini, Toroslar’ın güneyi izlemelidir derken bu noktaya işaret edip durduk.
Ortak ülkemizde solcu diye geçinen koordinat şaşkınlarının milliyetçi reflekslerle bu söylemimize gösterdiği duruş gerçekte, Fırat’ın ötesini ve Torosların kuzeyini demokrasi bağlamında birleştirecek yola karşı bölücü bir duruştur. Yerel seçimler bu türlere en anlamlı dersi, ayrı varlıklarımızdan biri olarak Kürt halkının gösterdiği siyasal duruşla verilmiştir.
Üç başlık altında topladığımız yerel seçim sonuçları, ortak ülkemizin geleceğine ilişkin siyasal gelişmelere önemli birer göndermedir.
Artık gerici güçler çöküş eğilimine girmiştir. Bunun üzerine yüklenmeliyiz.
Demokrasi güçleri gerçek bir muhalefet gücü olarak ortak ülkemizin gerçekçi verileri ve değerlerinin şekillendirdiği siyasal duruşla ortaya çıkmış, kararlı olduğunu da göstermiştir. Farklılıklarımızın hepimiz adına oynadığı bu rolü güçlendirmek için, farklılıklarımızı artan oranda demokrasi mücadelesine katmalıyız. Kürt halkının hak ve taleplerine, diğer etnik topluluklarımızın hak ve taleplerini ile sürmeli, birliğimiz için böylesi özgür ve demokratik algıları yükseltmeliyiz.
Ülkemiz solu, kendini hızla milliyetçi eğilimlerin ruhları kirlenmiş tepkilerinde kurtarmalıdır. Bu ülkenin tüm farklılıklarımızla hepimize ait olduğu gerçeğini içine sindirerek kendine sunulan bu toparlanma halkasından itibaren yenilenmelidir. Bunun da ilk adımı Anadolu mozaiğinin gerçekliğine uygun demokratik siyasal perspektifleri ortaya koymaktan geçecektir.
29 Mart 2009 yerel seçimleri ülkemizin siyasal gündemini çok uzun yıllar belirleyecek bir sonuç yarattı. 22 Temmuz 2007 genel seçimleriyle gündeme gelen saflaşmanın dengelerini yeniden oluşturdu. Demokrasi güçlerinin yükselişe geçtiğini gerici güçlerin artık tek boyutlu dayatmalarla bu toplumu kıramayacakları ortaya çıktı.
Bu tablo tüm demokrasi güçlerine önemli görev ve sorumluluklar yüklemektedir. Yerel seçimlerle yakalanan başarı halkasını sonuna kadar yükseltmek için tüm gücümüzle çalışmamız gerekmektedir.
30 Mart 2009
Seçimler demokrasi güçlerinin galibiyetiyle noktalandı. Gericilik bir çöküşe demokrasi güçleri yükselişe geçti. 22 Temmuz 2007 genel seçimleriyle oluşan yeni siyasal tablonun güçler dengesi yerel seçimlerle yeniden düzenlenmiş oldu. Düzenlenen saflar değil, safların karşılıklı güçler dengesidir. Halklarımız bunu oylarıyla kararlaştırdı; ortak ülkemizin farklılıklarımızla, ayrı varlıklarımızla bir bütün olduğunu tek boyutlu siyasi eğilimlerin ortaya koyduğu gerici duruşun karşısına demokrasi ve özgürlük güçlerini güçlendirerek koydu.
29 Mart 2009 yerel seçimlerinin sonuçlarını doğru okumak, ülkemizin gelecek çeyrek asırlık siyasal tarihini doğru algılamak kadar önemlidir. Bu da yeni sürecin siyasal tercihlerini, yapılanma ve yönelim etkinliklerini belirlemek demektir.
Ülkemizin ihtiyaç duyduğu gerçekçi siyasal dönüşümlerin yapılanması yerel seçimlerin yarattığı yeni güçler dengesinde çok anlamlı bir yere sahiptir.
Yerel seçimlerin ilk ve en önemli belirtilerini üç başlık altında toplayabiliriz.
Birincisi; ülke sathında demokrasi güçleri, gerici güçler karşısında denge durumuna gelebilecekleri kazanımlar elde etmiştir.
Kürdistan’da DTP’nin gösterdiği başarı, Devletin kurum ve kuruluşlarıyla elindeki mali ve askeri güçlerle, sınır ötesi operasyon, “yaratıcı anarşi” taktikleri ve akıllara ziyan baskılarıyla Kürt halkının özgürlük hareketine, demokrasi taleplerine yönelik saldırıları sonuç vermemiştir.
PKK ve onun siyasal yönelimlerini temsil eden güçler Kürt halkının gerçek temsilcileri olarak, devlete ve onun adına hareket eden gerici iktidara ağır bir darbe vurmuştur. Seçimleri ezici çoğunlukla kazanmıştır. Fırat’ın berisi demokrasi manivelası olarak ortak ülkemizin vazgeçilmez siyasal dayanaklarından biri olarak kararlılığıyla da ortaya çıkmıştır.
Buna Fırat’ın berisinden gelen demokratik güçlerin toparlanışıyla ortaya konmuş ilerlemeyi eklediğimizde, ülkemiz demokrasi güçlerinin gericilik karşısından önemli bir başarı kazandığından söz etmemiz yanlış değildir.
Bilindiği gibi, 22 Temmuz 2007 seçimleriyle ülkemize musallat olan tarihi baskı rejimi kırılmıştı. Siyaset yeni bir saflaşmaya gitmişti. Bu saflaşma gerici göçlerin yükselen çıkışıyla, tek boyutlu milliyetçi algılarıyla ülkeyi derin bir karanlık ortamına doğru sürüklemeye başlamıştı. Her kırılmanın doğal sunucu olarak siyaset sahnesinde yeni güçlerin etkinliği belirmişti. Bunlar gericiliği temsi eden ve ülkemiz gerçeğiyle uyumluluğu olmayan güçlerdi. AKP egemenliği bunu tanımlıyordu. Bu yükseliş tarihi, konjonktürsel, dünya güçler dengesi ve bölge gelişmelerince belirlenen yanları bulunmaktaydı.
Yerel seçimler gericiliğin ülke gerçekleriyle uyuşmayan yükselişine dur dedi.
Ülke sathında gerici güçlerle demokrasi güçleri arasında bir denge durumu yakalanmış oldu. Demokrasi güçleri yükselişe geçti.
İkincisi; Kürt halkı bir kez daha, uğradığı kıyımlara, baskılara, ithamlara karşı tercihini ezici bir çoğunlukla gerçek temsilcileri lehine yaparak, her türden kaygıya, şüpheye, şaibeye son verdi. Kürdistan’da Kürt halkının siyasal tercihleri belirleyici oldu.
DTP, 22 Temmuz 2007 seçimlerde yasaklara, baraj engellerine, kovuşturma ve yargılamalara rağmen “Bin umut adayları“yla parlamentoda grup kuracak bir etkinlikle meclise girdi. Ülke siyasetinin önemli duraklarında görüş ve önermeleriyle de elde ettiği siyasal etkinliğin hakkını verdi. Tabuları yıktı, siyasete dinamik kattı. Gerçek bir muhalefet etkinliği yaratarak gericiliğin tek boyutlu dayatmalarını dizginledi. Devletin derin ve yüzeysel unsurlarıyla milliyetçi reflekslerle yönelttiği komplolarını, Ergenekon çetesine bulaştırılma çabalarını, terörist suçlamalarıyla tecrit girişimlerini tümden iflas ettirdi.
Kürt halkın özgürlükçe siyasal demokrasi güçlerine sunduğu kararlı ve güçlü destek aynı zamanda ülkemizin talihsiz soluna da yeni bir soluk ve zor koşullarda uzanan güvenli el görevi gördü.
Kürt halkının özgürlük güçleri, hepimiz adına gericiliğe karşı kararlı ve direngen duruşuyla gerçek bir demokrasi umudu oldu. Bu Türkiye solunun toparlanmasında bir rota olması kadar, açılan yeni sürecin mücadele rotasına bir işaret oldu.
Yerel seçimlerin en kritik sonucu tartışmasız bir zaferle karar bağlandı; Kürt halkı ortak ülkemizin siyasal sahnesinde temel bir siyasal güç olarak yerini almasıdır. Yerel seçimler yeryüzünde hiçbir kudretin, Kürt halkının özgürlükçü, demokratik hak ve taleplerinde ifadesini bulan duruşunu yenilgiye uğratamayacağını gösterdi.
Üçüncüsü; Ülkemizin özgürlük ve demokrasi arayışlarında farklılıklarımızın gücü Kürt halkının ortaya koyduğu dinamikler gibi ortaya atılmadıkça, gerçekçi hiçbir sonuç alınamayacağını gösterdi.
Anadolu mozaiği, ülkemizin demokratik yeniden şekillenişine ilişkin en önemli kaynaktır. Bu mozaik bir demokratik etkinlik olarak siyasal sahneye artan oranda tüm renkleriyle katılmadan, ülkemizde hüküm süren kaosların aşılmasının mümkün değildir. Kürt halkının özgürlük taleplerinin ülkemiz siyasal yapılanmasına kattığı değerleri göz önüne aldığımızda bunu anlamak zor olmayacaktır. Yerel seçimler, farklı etnik toplulukların kararlı ve ısrarlı demokratik siyasal talepleri, gericiliğe karşı en güvenli duruş olduğu gibi, gelecek kuşakların ortak yaşamının barış içinde ikame edilmesi açısından da tek yol olduğunu göstermektedir.
Yerel seçimlerin en önemli sonucu da gelecek siyasal toplumsal yaşantımızla ilgili bu verisinde yatmaktadır. Tüm renkleriyle çoğulcu bir demokrasinin ikamesi, gerici devleti kurum ve kuruluşlarıyla, yasa ve yönetmelikleriyle devrimci bir tarzda yenileştirmenin yolu Anadolu mozaiğinin artan oranda birer demokrasi manivelası olma gerekliliğini ortaya koymuştur. Fırat’ın ötesini, Toroslar’ın güneyi izlemelidir derken bu noktaya işaret edip durduk.
Ortak ülkemizde solcu diye geçinen koordinat şaşkınlarının milliyetçi reflekslerle bu söylemimize gösterdiği duruş gerçekte, Fırat’ın ötesini ve Torosların kuzeyini demokrasi bağlamında birleştirecek yola karşı bölücü bir duruştur. Yerel seçimler bu türlere en anlamlı dersi, ayrı varlıklarımızdan biri olarak Kürt halkının gösterdiği siyasal duruşla verilmiştir.
Üç başlık altında topladığımız yerel seçim sonuçları, ortak ülkemizin geleceğine ilişkin siyasal gelişmelere önemli birer göndermedir.
Artık gerici güçler çöküş eğilimine girmiştir. Bunun üzerine yüklenmeliyiz.
Demokrasi güçleri gerçek bir muhalefet gücü olarak ortak ülkemizin gerçekçi verileri ve değerlerinin şekillendirdiği siyasal duruşla ortaya çıkmış, kararlı olduğunu da göstermiştir. Farklılıklarımızın hepimiz adına oynadığı bu rolü güçlendirmek için, farklılıklarımızı artan oranda demokrasi mücadelesine katmalıyız. Kürt halkının hak ve taleplerine, diğer etnik topluluklarımızın hak ve taleplerini ile sürmeli, birliğimiz için böylesi özgür ve demokratik algıları yükseltmeliyiz.
Ülkemiz solu, kendini hızla milliyetçi eğilimlerin ruhları kirlenmiş tepkilerinde kurtarmalıdır. Bu ülkenin tüm farklılıklarımızla hepimize ait olduğu gerçeğini içine sindirerek kendine sunulan bu toparlanma halkasından itibaren yenilenmelidir. Bunun da ilk adımı Anadolu mozaiğinin gerçekliğine uygun demokratik siyasal perspektifleri ortaya koymaktan geçecektir.
29 Mart 2009 yerel seçimleri ülkemizin siyasal gündemini çok uzun yıllar belirleyecek bir sonuç yarattı. 22 Temmuz 2007 genel seçimleriyle gündeme gelen saflaşmanın dengelerini yeniden oluşturdu. Demokrasi güçlerinin yükselişe geçtiğini gerici güçlerin artık tek boyutlu dayatmalarla bu toplumu kıramayacakları ortaya çıktı.
Bu tablo tüm demokrasi güçlerine önemli görev ve sorumluluklar yüklemektedir. Yerel seçimlerle yakalanan başarı halkasını sonuna kadar yükseltmek için tüm gücümüzle çalışmamız gerekmektedir.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder