EVVEL TEMMUZ FESTİVALİ
ANADİLİM ve ALFABEM…
Mihrac Ural – 6 Temmuz 2012 / Cuma
Samandağ Evvel Temmuz festivali organize eden komiteye ya da komitelere kısa bir mesaj iletmek isterim. Zorlu bir başlangıçla yola çıktınız ve önemli bir başarı sağladınız. Bu hepimiz adına önemliydi. Arap halkı adına da bu alanda atılmış önemli bir adımdı. Ama dikkat çekici bir biçimde ve ilerleyen zaman içinde daha çok halkın kültürel karakterine bürünmesi gereken bu festivali TÜRKLEŞMİŞ-ARAP festivali haline dönüştürmeye başladınız; katılımcıların istisnasız tümüne büyük saygı ve sevgimle bunu dile getirmek isterim.
İki farklı komitenin, belki üç ya da şahsi duruşlarıyla farklılaşan yöneticileri hesaba kattığımızda bir çok sesin ve başın etkin olmaya çalıştığı bu festivalde, bize kadar ulaşan, dışa yansıyan duyulması ve tahammülü mümkün olmayan çekişmeleri bir yana koysak da, solun derin fraksiyonculuğuna mahkum akıl hükümlerinin olumsuz izlerini örtmek mümkün gibi görülmüyor. Bu durum bizlere üzüntü vermektedir, bilesiniz.
Bunların üzerinde burada durmak bana da uygun gelmiyor, ama bu festival halkımıza ait ise tarihi değerlerinin, uygarlık ve kimlik bilincinin bir boyutuna aittir demektir. Bu nedenle işaret etmek yanlış olmayacaktır. Festivali önemli kılan en gerçekçi veri de budur. Farklılığı temsil etmesidir, ayrı bir varlığın kendini bütün içinde, kolektif kimliğiyle temsil etme etkinliği olarak belirmesidir; bunda ısrarlı ve kararlı olmasıdır. Bu da bizleri eleştiride daha duyarlı olmaya götürüyor. Bu durumda sorgularımız gündeme geliyor.
SORUYORUM…
Sorularım çoktur. Ancak festivalin ruhunu yansıtması gereken sorularla yetineceğim. Bu tür festivallerin en önemli bölümü müzik olması nedeniyle de sorgularıma buradan başlayacağım.
Halkımızın anadili bu festivalin neresindedir? Hani bu halkın 70 yıldır yasaklı olan anadili? Hani afişlere yansıması gereken alfabesi? Hani, Arap asıllı kaliteli müzik sanatçıları? Hani Arapça skeç ve tiyatroları? Hani Türkiye Arapları arasında onlarca parlak müzik sanatçıları? Hani Arap panelistler? Hani dünyayı sarsan Suriye olayları üzerine konuşacak halkımızın ikinci yarısı olan Suriyeli aydınlar? Bunlar nerede söyleyebilir misiniz?
Samandağ Evvel Temmuz Festivali özellikle de seçmeci davrandığını hesaba katarak bu soruların cevabı olacak sanatçıları, panelistleri bu ülkede bulamadı mı? Yoksa arama gereği mi görmedi? Bana göre, bu hata ve eksiklikler, başarıda devamlılık algısının olmaması ve arama dinamiğinin eksikliği nedeniyle gündeme gelmiştir.
Bir iki örnek vereceğim, Türkiye’de Ümmü Gülsüm'ü yorumlayan, akademik, profesyonel, binlerce şarkı repertuarıyla kendine emek vermiş, Arap aleminin dev sanatçılarının bile koşarak eşlik ettiği dinleti müziğinin kalite sınırlarını zorlayan Arap kadın sanatçımız NEVAL MERCAN’I hatırlatacağım sizlere. Sayın NEVAL MERCAN’nın devrimci mücadele ve toplumsal siyasal etkinliklerdeki aktivitesi bir yana, bunu Mersin’in tüm ilerici siyasal güçleri iyi bilir, ama o bunun çok ötesinde, bir Arap kadın sanatçıdır, sesinin rengi-alanı, farklılığı, yorum gücü, binlerce şarkıdan oluşan repertuarı, Türkçe, Kürtçe, Ermenice ve anadili olan Arapçayla şarkı söylemekte ulaştığı dorukları sizler de bilin, halkımız da bunu dinlesin diye hatırlatmak isterim.
Avrupa’nın her köşede bilinen TV programlarında hakkıyla, emekleriyle yer alan, büyük sanatçıların sesine özendiği Arapça repertuarı az olmayan Mehmet Ali Gündoğan gibi, yalnız bestekar Sanatçı değil, bilim adamı ve BM Royal club üyesi tarih, felsefe, teknoloji, uluslara arası siyaset, dini ve sosyolojik alanda futurist bir şahsiyeti hatırlatmak isterim. Neden festivalde yok diye sormak isterim.
Mesut Aslanyürek gibi, halkına sık sık seslenen, siyasi mesajlar vererek aydınlık saçan, müzik kadar siyasi mesajlarıyla kendi alanında doğruları arkasında dik yürüyen devrimci Arap sanatçıları hatırlatırım. Bu listeye eklenecek yüzlerce isim olduğunu ayrıca bilmenizi isterim.
Ya panelistler için ne diyeceğim. Binlerce Arap aydını sayabilirim. Özellikle bölgemiz sorunları üzerine konuşacak, olaylarını açıklayacak ve halkıyla buluşmak isteyecek bizden birileri az değildir, koşa koşa gelir bu görevi yerine getirirler. Üstelik hiçbir maliyeti olmadan, kimseden hiçbir misafirperverlik beklemeden.
Bu tür aydınlar, Arap Aleminin dorukları olan polemikçi, araştırmacılar, bilgi kaynakları kapsamlı ve tutarlı olanlar, festivale güç katacaklarını ayrıca belirtmeme gerek yok sanırım. Türkiye kamuoyuna olduğu kadar festival katılımcılarına izleyici ve dinleyicilerine bilgi aktaracak olan bu aydınların, festivalin lokal karakterini bir üst düzlemlere taşıma dinamiği de oluştururlar. Bunlar arasında Maad Muhammed gibi, Türkiye’de yapılan panellere defalarca katılmış, mitinglerde, basın açıklaması etkinliklerinde yer almış gazeteci, araştırmacı-yazar aydınlar bulunmaktadır: Bu örnekleri tanıtabilirim.
Maad Muhammed, dünyanın en önemli TV kanallarında doğruları savunan, devrimci bir aydındır. Böylesi bir panelistin festivalde yer alışı zenginlik olurdu, güç ve moral olurdu. Bunun da ötesinde, festivalin konusu uluslararası alana taşınabilirdi. Daha da önemlisi, halkımızın ikinci yarısı Suriye halkına da taşınarak, hak ettiği mesajı ulaştırırdı.
Bu örnekleri çoğaltmak zor değil, sizler bunları bilmiyor olamazsınız? Ama anlaşılmayan ölçülerinizle, haklı eleştirileri ötelemeye kalkışırsanız bu sizin için kaçış yolu olmaz. Kendinizi aldatırsınız…
Evvel Temmuz festivali adının da taşıdığı kapsama sahip olması gerektiği kaygısıyla bunları dile getiriyorum. Bu gün, mitolojideki anlamıyla ilah Temmuz’a ait, verimlilik, hasat günü olduğu kadar, bu güne denk gelen onlarca tarihi olayla da ilgilidir; bunlardan biri de Antakya Prensliğinin ilan edildiği gün olmasıdır. Bu aynı zamanda o tarihte İsa’nın gökyüzüne çıkarıldığı Cuma el Azimi (büyük Cuma ya da kutsal Cuma günüdür). Demem o ki, bu bayram bu toprağın dili ve kimliğidir. Onu bu güne taşıyan da halkının gerçek yerli olmaları ve bunu dilleriyle taşımış olmalarıdır.
Ulus gibi tarihi kategoriler, siyasal hüküm gibi gelip geçici egemenlikler böylesi derin köklere sahip, bu toprakların uygarlıklar üzerine uygarlıklar ekleyerek günümüze gelmiş bayramlarıyla asla boy ölçüşemezler.
Dil ise bu kategorilerden çok daha kadim ve çok daha köklüdür. Uygarlığı da kuran, mitolojileri de oluşturup bu güne taşıyan dildir.
Bu coğrafyanın, bu toprakların, bu ilahların dünden bu güne taşınmasında rol oynayan dil Arapçadır; toprağın olduğu kadar gökyüzünün anadili de Arapçadır. Bu nedenle Evvel Temmuz festivalini orijinal diline kavuşturmak, tutsaklıktan kurtarmak gereklidir derim. Bunun yolu da Arap aydınları, Arap sanatçıları, Arap edebiyatçıları ve bu halkın davasına gönül vermiş Arap siyasi şahsiyetlerinin festivalde anadilleriyle yer almasından geçer.
Bu ölçülere dayanarak baktığımızda festivale hak ettiği ruhu verdiğiniz söylenebilir mi? Yoksa nasıl olsa başardık, “halkın önüne ne koyarsak yutar” mı diyorsunuz?…
Hemen söyleyeyim yanılıyorsunuz… Zorluklarınızın olduğuna, sponsor vb sorunlarınızın bulunduğuna, böylesi önemli bir organizasyonu yönetmenin karmaşık insan psikolojileriyle uğraşma zorluklarına dayanarak kendinizi savunabilirsiniz. Ama bu savunu geçerli değildir. Yönetici olmak en iyisini eleştiriler altında yapabilmektir. Yönetici olmanın ne demek olduğunu ben de çok iyi bilirim. Ama bu hiçbir zaman esasa ilişkin yükümlülüklerin mazereti olamaz…
Evvel Temmuz daha çok Antakya ve havalisinin kutladığı bir bayramdır. Böyle olmasının ayrıca bir anlamı var. Şehir kültüründe tutarlılığın bir ifadesi olan bu kutlamalar sonuçta halkın iradesine saygı göstermekle yükümlüdür. Hiç kimse bu festivalleri kendi akıllarına esir edemez. Bu festivalin ruhunu anadiliyle konuşan halk verecektir. Hiçbir yönetici ya da heyet bunu tekelinde uzun bir süre tutamaz. Bunu da yaşayarak birlikte gereceğiz.
Israrla tekrar ifade edeyim, festivale gelen hiçbir sanatçıyı küçümsediğim sanılmasın. Ferhat Tunç çok yakın dostum, büyük saygı duyduğum kararlı ve ilkeli bir sanatçıdır; dünyaca ünlü müzik ödüllerinin de sahibidir, böylesi sanatçıları kimse tartışamaz da. Selda’yı konuşmak bile abestir, o bir doruktur, kimsenin yürek göstermediği yerde bizi sesiyle büyüleyip, mitinglerimize, yürüyüşlerimize ruh verendir. Grup yorumu saygıyla anarım, onlar bizim çok özgün değerlerimiz, yüreklerimiz can yoldaşlarımızdır; onlar esasında bu festivalin en önemli örtüsüdür. Buna rağmen yeter mi diye soracağım?...
Bu festivalin adı EVVEL TEMMUZ öyle değil mi? Bu toprakların ilahlarına, bu toprakların hasadına, bu toprakların bereketine kültürüne ait bir festival değil mi? Bu festival Arapçanın kültürel doruklarıyla temsil edilmeden anlamı tecelli edebilir mi?
Bu bayramı her şeye rağmen sahiplenip bu günlere getiren halkın değerleridir. Peki bu halkın ana dili nedir? Arapça değil midir? Bu toprakların, bu coğrafyanın, bu gökyüzünün dili de bu değil midir? Siz hiç yeri süren eken diken bir köylünün başka dil kullandığını gördünüz mü? Siz gök yüzüne bakım dua eden hiçbir insanın başka bir dil kullandığın gördünüz mü? Dengeyle gelin beyler dengeye… Yaşam dengedir, sonsuz olan hareketin sürekli dengeye yönelmesidir… sizde doğadan ders alın, yol haritanızı ona göre çizin, yoksa bu doğa size yer bırakmaz…
Tüm dillere saygımız sonsuz, ama hükmü altında esir edildiğimiz dillerin karşısında, dev hacmiyle anadilimizin seslerini bu festivallerin kavs kuzahı (gök kuşağı) yapmak ona ruh vermektir, güç vermektir derim? Tercih sizin zire siz bu günün yöneticelerisiniz, yarının olup olmayacağınızın garantisi yoktur bizde beklemesini biliriz…
Bu halk, tarihin kirli cilveleriyle iki ayrı devlet hükmü altına alınmış olsa da bir değil mi? Bu nedenle Suriye olaylarıyla bire bir ilgili değimliyiz. Evvel Temmuz festivali bu duyarlılığı nasıl yansıtıyor bunu bize gösterebilir misiniz? Suriye olayları bu festivalin neresindedir… Türkiyeli panelist bunu izah etmeye yeterli mi? Suriyeli edebiyatçılar nerede, onlara neden bir fırsat tanımadınız?
Bunca siyaset konuşmacısı arasında, Arap halkının sesi neden yok? Bu nasıl bir gaftır, izah edebilir misiniz? Direnişiyle dünyayı sallayan, yeryüzünün tüm şer güçlerine meyden okuyan Suriye’deki halkımızın sesi nerede, sanatçıları nerede?
Hala geç değildir. Sırtınızdaki bu olumsuz yükü atabilirsiniz. Bölgenin zorlu koşulları göz önüne alınarak bu eksiklikleri gidermek için festival programında küçük ayarlamalar yapılabilir: Halkımız bunu içselleştirmekte zorlanmayacaktır: tersini anadiliyle ilgili olan her düzenlemeyi kucaklayacaktır. Bu önermelerimi önemsemeyen akıl halkı karşısında bulacaktır, bunu yaşayarak göreceğiz…
Kimse “ben yaptım oldu” demesin, böyle davrananlar yerden yere çalınır. Bu halkın değerlerini taşıyan onlarca festival oluyor, daha da iyileri olacak. Yükseliş ve düşüşlerin tarihsel serüvenlerini okuyup durduk hayatımız boyunca. Bu kural sizin içinde geçerlidir. Düşerek mahkum olmaktan kurtulamazsınız. Bunu size hatırlatırım da. Ama neden olsun.
________________________________________________
EVEL TEMMEZ YAZISI ÜZERİNE FARKLI GRUPLARDA YAYINLANAN MESAJLARI BU SAYFANIN OKURLARI İÇİN YAYINLIYORUM.
Kaliteyi gittikçe düsürüyorlar festivalin daha da gelistirilmesi lazımdı ..Evvel Temmuz adından da anlasılacağı gibi kültürel bi olay Kültürel sanatsal aktiviteler yoksa festivalin anlamı nerede kaldı!
Festival, genellikle yerel bir topluluk tarafından belirlenmiş ve geleneksel olmuş gün ve tarihlerde kutlanan, yapıldığı yörenin imgesi hâline gelmiş etkinlikler bütünüdür. Yörenin imgesini gösterecek kültürel aktiviteler yoksa o festival işlevsizdir!
Değerli Mihrac hocam; yerden göğe haklı biçimde kaleme almış olduğun bu konu, birkaç yıldır benim de kafamı kurcalıyordu lakin "sen de kimsin" denmesinden korktuğum için yarama tuz basarak sustum, başkaları görür ve dillendirir umuduyla bekledim ve yazıyı görünce büyük bir sevinç yaşadım. Bu yazıdan ve eleştiriden sonra, değerli yönetici ve organizetörlerin gerekli adımları atacaklarını ümit ederim. Çok açık ve net biçimde anlatacaklarını haklı olarak anlatmışsın ve bu çerçevede adımlar atılırsa, hatta bu festivali sadece bir yöreye mal etmeyip kollektif biçimde bütün bölgelere yayarlarsa bence çok iyi olur. Organize eden arkadaşlar bu yazıya kızmazlar inşallah. Bence tam aksine teşekkür etmeleri gerekir. Eğer bunun tersini yaparlarsa, işin içinde bir bit yeniği var demektir ve gereken adımlar başka tür atılmalıdır çünkü bu festival, senin de ifade ettiğin gibi halkın malıdır ve genişletilerek en iyi şekilde kutlanmalıdır.
Mesut bey kimse size ''sende kimsin'' diyemez festival halk festivaliyse toplumdan insanların fikir beyan etme hakları vardır ve organizatörler bunu hos karsılamalıdır. Organizasyonun nasıl yapıldığı ve ne tür mantık yürütüldüğünden emin değiliz biraz yönlendirme ve fikir alısverisiyle daha iyi sonuç alacağımıza eminim.. Organizatörlerinde elestirimizi yıkıcı değil yapıcı olarak algılayacaklarından da kuşkum yok aksi olursa şayet bunu da o zaman çözeriz..
Yeter ki fikrimizi beyan edelim susmayalım..
Saygi deger Mihrac hocam herseyden önce bu duyarliligindan ve uyarindan dolayi ictenlikle seni kutluyorum degerli dost seninde acikca belirttigin gibi halkimizin tarihten gelen gelenek, görenek kültürü ne sartlar altinda olursa olsun hic kimsenin tekelinde olamaz olmamalida zaten. Bu festival o bölgede yasiyan bir toplumun tarihten gelen hakki olan bir kutlamasidir dolayisiyle sizinde belirttiginiz gibi cogulcu bilincli guruplarla ve kisilerle icerigini anlatarak ve anliyarak kutlanmasinda yarar olduguna ve olacagina inanan bir kisi olarak bütün arab aydinlarin arab sanatcilarin arab basin mensuplarinin ve duyarli ve bilincli tüm sahislarin panale konusmaci ve festivale davetli olarak katilmalari uygun ve yerinde bir davranis olur kanisindayim aksi taktirde birilerine hizmet etmis olmaktan baska bir deger kazanmis olmaz saygilarimla.
Sayin Mihrac bey kardesim, o kadar hakli, anlamli ve hakkaniyetli uyarida bulunmussunuz ki, takdire sayandir! Festival , genellikle geleneksel olmuş gün ve tarihlerde kutlanan etkinlikler bütünüdür. Yazinizda da degindiginiz gibi Evvel Temmuz Festivali ta M.Ö. Antakya`ya ait bir Festivaldir! Festival komitesinin sizin elestirilerinizi dikkate almasi bu cok vahim hatasini düzeltmesi ve bilhassa elestirdiginiz icin size tesekkürde etmesi icap eder! Verecekleri cevabi bekleyip daha sonra ayrica bir yorum yapacagimdan hic kimsenin kuskusu olmasin. Halkimizin sorunlariyla ve gelecegi icin ilgilendiginiz ve cok duyarli oldugunuz icin ben size cok cok tesekkür ederim, sagolun varolun, iyiki varsiniz sayin Kardesim!!! Son söz: Anadilimizi ve kültürümüzü bize ait Festivalimizde kutlamak, bize ait ve bizi ilgilendiren tüm sorunlarimizi dile getirmek ve tartisip halkimizi aydinlatmak vede cözüm üretmek bizlerin anamizdan emdigimiz süt kadar en dogal hakkimizdir ve Birlesmis Milletler sözlesmesinde de mevcuttur!!!
mihrac hocama yerden goye haklilik payi veriyorum.....Samandağ Kalkındırma Derneği Başkanı Adil Nural,,,ustlenmis bu yil gecen yilda kendileriydi sanirim ...samandagindaki siyasi yada etiketci insanlarin koltuk sevdasi egilimlerini bitmedikce bu festivallerin degisegini ummuyorum ...... siyasi konjoktor degisncege kadar yani demek istiyorumki bu dernek baskanlari yoneticiler genclere yerlerini vermedkce degismeycektir .. hep ayni tip festivaller devam edecektir kimse farkli bir festival havasi beklemesin hayal kirikligina ugrar ...samandagindaki dernegin biseyleri degistirmege calisacagini zannetmiyorum saygi ve sevgiyle kalin
hocam oyle can alici noktalara deginiyorsunuz ki dilimiz baglanip duruyor, siz yapici elestiri yapiyor ve u halk icin cirpiniyorsunuz, bunun altinda baska sey arayacak olanin alnini karsilarim.
Evvel temmuz festivalinde bölgemizdeki savaş gerçekliğini hatırlamak; hatırlatmak ve kirli savas provakasyonlarını, adam öldürmeleri (reel politikalar gereği !) komşu ülke halklarına kabus yaşatan onların yaşam hakkına kasteden , medeniyetler şehri Antakyayı da kaosa sürükleyen sözde mülteci kampları ve kirli emperyalist politikalar hakkında insanlarda farkındalık yaratmak için herkesi siyah vb. kıyafetlerin giyildiği sessiz protestolara davet ediyorum!!!!! Antakya Suriyede iç savaş çıkarmak için kullanılacak bir kan,vahşet ve paralı asker şehri terör yuvası değildir.
MİHRAÇ URAL'IN EVVEL TEMMUZ FESTİVALİ ELEŞTİRİLERİ ÜZERİNE
Değerli dostlar,
Mihraç Ural düşünceleriyle, yazılarıyla ve duruşuyla saygı duyduğum bir insan. Birçok konudaki yazılarını ve makalelerini dikkatle takip ediyorum ve okuyorum. Birçok konuda özgün fikirleri ile bana zaman zaman ilham kaynağı dahi olmaktadır.
Son yazısı "Samandağ Evvel Temmuz Festivali"nde eksik gördükleri üzerineydi.
Mihr...aç bey çarpıcı bir biçimde özetle "Bunca siyaset konuşmacısı arasında, Arap halkının sesi neden yok? Bu nasıl bir gaftır, izah edebilir misiniz? Direnişiyle dünyayı sallayan, yeryüzünün tüm şer güçlerine meyden okuyan Suriye’deki halkımızın sesi nerede, sanatçıları nerede? " eleştirisinde bulunmuş.
Bu konuda festivalde bu güne kadar emek veren, sürekliliğini sağlayan ve bu konuda maddi - manevi yükün büyük bir bölümü üzerlerinde olan gönüllü Samandağ'lı sivil toplum örgütleri ve değerli temsilcilerinin hakkını yememekle onlara derin sevgi ve saygılarımızı sunmakla birlikte bu eleştirilere kulak verilmesinin faydalı olacağı ve belkide Festivalimizin eksik kalan önemli bir yönünün tamamlanması konusunda katkısı olacvağı kanaatindeyim.
Bu konuda atılabilecek adımlar için henüz geç kalınmamıştır. Planlanan organizasyonlara bu anlamda eksiği tamamlayacak sanatçı ve düşünürlerimiz, Suriye'li aydınların katılımı sağlanabilir.
Türkiye'nin ve Suriye'nin buna ihtiyacı var.... :)
Sevgilerle....Devamını Gör
Hariçten gazel okumak istemem ama mantıken festival Arapça (da) kutlanmalı ve sınır gözetilmeksizin tüm Arap Alevîler festivalde kucaklaşabilmelidir. Arapça DA diyorum çünkü benim gibi Arapça cahillerinin de "Kürt sorunu" nöbeti geçirmekten... bıkıp eninde sonunda bu ülkedeki Arap Alevîleri ve diğer etnik grupları farkedeceğini, onların değerlerini anlamaya çalışacağını ümit ediyorum. Allah büyük. Yani bizim de birşeyler anlayabilmemiz için altyazı olsa iyi olur :)Devamını Gör
Değerli Dostum Hakkı Alacakaptan, ince zekanızla olayın ruhunu kavradığınızı bir kez daha teslim edeceğim. Sizi de beni de okuyan izleyenler farkında mı bilmem ama şunu söyleyeceğim, bu ülke birimizin değil hepimizin ve bunu birbirimize sık... sık kanıtlamakla yükümlüyüz. Bunu kendi yaşam alanımızdaki etkinliklerde er ya da geç tüm incelikleriyle oturtacağız. Yapılan etkinliklere de (Festival gibi, açılış, yürüyüş miting, kuruluş vb) yeni yol haritası çizeceğiz. Bunun ruhunu da ülke genelinde eşit kurucular olarak hepimizin özgün kimlik haklarını yasa, kurum ve kuruluşlarla güvenceye alarak ifade edeceğiz. Bu konuda öngörülü olduğunuz için teşekkür ederim. İşte sık sık vurguladığım Türk aydın türü budur, geleceği birlikte kuracaksak bu ayarda aydınlara ihtiyacımız var; yoksa herkes kendini yeni Sevr anlaşmalarına hazırlasın ve kimse kimseyi suçlamasın... Teşekkür ederim..
YORUMLARA DEVAM…
Mihrac Bey'in yazısını dikkatlice okudum ve yazısındaki eleştirilerini oldukça yerinde ve samimi görmekle birlikte, beklentilerini umutla algılayamadığımı ifade etmek isterim... Yıllardır bu halkın kendi değerlerini öne çıkarıp kendi devrim...ci bilincini yaratmak yerine bu halka uzun yıllardır hep başka kültürlerin değerleri ya da mücadeleleri üzerinden ulaşmaya çalışmanın bir ürünü olarak görüyorum bu tabloyu... Kim olursa olsun toplumun öncüsü iddiasında olan herhangi bir yapılanma, kendi halkının heyecanından, gündeminden böyle uzak olduğu sürece böylesi festivaller köye şenlik geldi gittik izledik modundan öteye gitmeyecektir... Bu da birilerine yetiyor sanırım... Tıpkı Mihrac Bey'in dediği gibi ''nasıl olsa başardık ; bu halkın önüne ne koyarsak yutar'' hikayesi... Bu toplumun, bu coğrafyada oynanan oyunda olmaması gerektiği yerde duran toplulukların fikrinden çok dilinin alışık olduğu tatlara ihtiyacı var... En basitinden bu coğrafyanın bağrından çıkmış bir ''Mısğud bıl ısğud'' ( http://www.youtube.com/watch?v=4xe_WofW44c ) ruhunun bu festivalde kendi milletvekili arkadaşları Diyarbakır'da allah'u v ekber sloganları arasında Suriye karşıtı eylemlerde boy gösterirken ( http://www.nasname.com/tr/10621.html ) sesini çıkaramayan katılımcılardan daha sağlam bir etki bırakacağı aşikardır...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder